<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/3216149817626282103?origin\x3dhttp://adasalvia.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Yeni güne uyanmak - 5 -

Uyumak için iyi, fakat uyanmak için berbat bir yer şeçmiş olmanın acısıyla kıpırdanıyorum. Güneş o kadar keskin ve belirleyici ki bu sabah, gözlerimi açsam alevlenerek tutuşacak. Sağıma dönüp kıvrılıyor, dizlerimi karnıma doğru çekip, devam etmeye çalışıyorum uykuma kaldığım yerden. Gözlerim ışığa alıştı gibi. Eğer gözleriniz açık renkliyse, oldukça aydınlık havalarda, güneş tepenizden aşağıya ışıklarını boşalttığı günlere uyanırken, bu tür durumlarla karşılaşıyor olduğuma şaşırmazsınız. Tuhaftır, yarım bırakılmış bir rüya gördüğüm yok burada yaşamaya başladığımdan beri. Burada olan her şey gibi rüyalarımda parlak, canlı ve taze. Gördüğüm her sahne huzurlu, sahneleri dolduran imgeler net ve anlaşılır. Nasıl yaşıyorsa öyle uyuyor, hissettiğini düşlüyor ya insan, yada ben öyle biliyorum ya, dinlenmiş taze ve hafiflemiş kalkıyorum uykularımdan. Ancak bu gün dışarıda uyumuş olmam, çakılderenin üzerinde oynaşan ışıkları gözlerime yansıtmasıyla, eziyete dönüşecek gibi. Karnımda açlıktan kazınıyor.


Birkaç dakika daha, tembel tembel, iyice sırnaşıyorum kıvrıldığım yere. Kollarımı başımın üzerinden geçirip yukarıya ve geriye esnetiyor, derin bir nefes alıyorum. Serin ve ferah havayı içime dolduruyorum gözlerimi kırpıştırıp. Açacağım onları biraz daha canlansalar ama ilişmiyorum. Dün gecenin hızlı adımlarından kalan tatlı yorgunluk, bacak kaslarımda dolaşıyor hissediyorum. Bir şey mi eksik?. Korsan her sabah yaptığı gibi yanıma gelip kıvrılmamış, fark ediyorum. Bir süre daha oyalanıyorum. Sabah günaydınımız bu onunla benim arasında oynanan, küçük bir oyun gibi. Gelmiyor.

Güneş daha da yükselmeden doğruldum. Çakıldere’nin denizle buluştuğu ağzına doğru yürüyüp, fırtınaya bir göz atmadan eve dönmenin iyi olmayacağını kestiriyorum. Uyandığı anda keskin düşünemiyor insan. Gece yarısı buraya gelir gelmez, battaniye almak için son kez kendisini ziyaret ettiğimde, kuzeyden esen hafif rüzgarlara baş vermiş, tatlı tatlı salınıyordu. Onu buraya, aniden bastıran fırtınalardan korunsun, altında biriken yosunlardan arınsın diye demirliyorum kullanmadığım sürece. Altı metrelik, küçük beyaz, rüzgara gönül vermiş yol arkadaşımdır o. Dolaştığımız suların kahramanı da, odur güçlü yelkenleriyle. İçinde su birikmemiş bu güzel. Tahta iskeleye gerisin geriye zıplayıp, eve doğru yöneliyorum. Oldukça uzun bir yolumuz var ve Korsan ortalarda yok.

Etiketler:

“Yeni güne uyanmak - 5 -”

  1. Anonymous Adsız Says:

    Yeni güne uyananın kadın olduğunu düşündüm önce güzel şaşırtmaca olmuş.. ama daha uzun okumak istedim bu bölümü nedense, sankibir şeyler daha olmalıydı ama ne kestiremedim daha