<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/3216149817626282103?origin\x3dhttp://adasalvia.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Kia ora - 7 -

Buranın, bizim oraların kekliklerine benzer, gagası turuncu, göğsü enine siyah beyaz çizgili, sırtında kahverengi, yumurtası haşlandığında, oldukça lezzetli ve besin değeri yüksek bir gıdaya dönüşen, karada yaşayan bir tür kısa kanatlı kuşu var. İyi bir kahvaltı için, onların yuvalarının civarında on, bilemedin on beş dakika dolaşmak, üzeri benekli birkaç yumurta ile ödüllendirebilir sizi. Biraz süt ve muzu bir kapta iyice çırpıp, yanında haşlanmış pirinç, taze toplanmış çilek, yine burada bolca bulunan mantarlardan birazını sıcak suyla haşlayıp, yanında haşlanmış, tane mısırla masaya koyduğunuzda, gün boyu yetecek enerjiyi depolamanız işten bile değil. Yetmiyorsa yanına, yer armudu adını, verdiğim tadı oldukça hoş –yada ben alıştığımdan bana öyle geliyor- birkaç choko da ekleyebilirsiniz. Bu adada en çok bulunan hoş bir çeşit bitki var ki, hem kokusu hem de tadı nefis. Biraz da ondan kaynattığımda çay niyetine, gün boyu açlık hissetmeyeceğiniz enerji yükünüzü almış olursunuz.

Mutfak adını verdiğim, birkaç kap birkaç kapak, bir adet duvara oyulmuş ocak, tezgah olarak kullandığım, duvara çaktığım tutacak çubukları üzerinde duran genişçe ve üzeri boyasız kalın ahşaptan ibaret olan köşeden, gerisin geriye dönüp şöyle bir göz atıyorum sana. Saçların yastık niyetine başını koyduğun, şilteye iyice dağılmış. Yüzünde yorgunluğun izleri var gibi hala. O kadar yol geldiğinden mi öylesine ağır bu yüzündeki ifade, yoksa geride bıraktığın yada bırakamayıp ta buraya getirdiklerinden mi?

Kahvaltı neredeyse hazır. Ocaktaki suyun içine, çay niyetine alacağımız, zamanında kurutmuş olduğum bitki yapraklarından bir tutam atıyorum. Artık oturup senin uyanmanı beklemekten, yada akşamdan bırakmış olduğum ağların, balık yakalayıp yakalamadığını gidip öğrenmekten başka yapacak bir şeyim yok.

Elimde, sahildeki otlardan yaptığım sicime dizdiğim, dört adet bizim oraların dülgeri, buraların John Dory’ si ile evin önüne yaklaştığımda, sen uyanmış, Korsanla birlikte ön avluda oyunlar oynuyordun. 'Kia ora' dedim sana gülümseyerek. Öyle tuhaf baktın ki yüzüme, 'yani merhaba' diye düzeltmek zorunda kaldım.

“Burayı tanımaya kelimelerden başlamak istediğini düşündüm” dedim safça. “Hıhım” dedin.

“Hoş geldin” diye ekledim ardından. Güneşin önünde duruşun, saçlarının dalgasını ışıklarla süslüyor, gözlerini seçemiyorum ama muhtemelen içi gülüyor diye düşünüyorum. “Hava hala serin biraz, içeride bizi bekleyen bir kahvaltı var” deyip kapıya doğru yürüyorum. Nazik bir “hoş geldim” cümleciği eşliğinde elini uzatıyorsun. Yumuşak, ılık, oldukça narin olan bu eli “Hoş buldum, yani umarım öyle olur, hoş bulurum” gibilerinden sıkıyorum. “Kahvaltı hazırladım" diyorum hemen. “Bir ada kahvaltısı”. Aklım oldukça karışık bir halde, önden önden yürüyüp içeriye giriyorum. Güzel bir kadın.

Etiketler:

“Kia ora - 7 -”

  1. Anonymous Adsız Says:

    Merak ediyorum ada nerede diye.. ilk defa ciddi ipuçları var.. kia ora yeni zellanda ingilizcesi imiş.. Bahsedilen yer armudu ise en çok kosta rica da imiş.. bakalım bulabilecekmiyim.. çok keyifli oldu bu blog benim için tekrar teşekkürler.. iz peşinde..